11 Şubat 2011 Cuma

İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı

Buradayken anlamını birkez daha kazanan ünlü mısra. Neden yazmıştır Orhan Veli, nedir yazarkenki duyguları bilmiyorum. Ama buradayken anladığım ve özlediğim bir şey var: ses.
Utrecht küçük bir şehir. Ölçeği kaç olursa olsun bir haritayla hafif bir kafa patlatma seremonisinden sonra yerinizi yönünüzü buluyorsunuz. Bu küçük şehirde gözlemlediğim kadarıyla gençler oldukça fazla. Buna rağmen sokaklarda ses yok!
İstanbul'dayken bazen Beyoğlu'nun uğultusu kulaklarımı ağrıtırdı. Sessiz, sakin bir yerlere gitmek , sığınmak isterdim. Bu amaçla kendimi attığım herhangi bir mekan beni hep kendi müziğiyle karşılardı. Mekanların müzikleri kimlikleriyle eşdeğerdi sanki. Oysa burada hayat öyle sessiz ki. Elbette, kendilerine göre sesler var. Benim gibi sessizlikte ses arayanlar için mecbur birşeyler çıkıyor. Fakat İstanbul gibi rengiyle, ışığıyla, sesiyle insanı ısıtan bir şehirden sonra Utrecht dilsiz!
Sessiz, sakin, kendi yağında kavrulan mütevazi bir şehir. Neyse ne, sesi yok işte buraların.
İstanbul'u dnlemek gözleri kapalı. Veli'nin bu satırlarını hasretle okuyacağımı asla düşünmezdim. Sevmezdim bile O'nun şiirlerini. İstanbul'un boğucu gürültüsünü özleyeceğim aklıma hiç gelmezdi. Oysa şimdi, bütün romantik bakışımla elimde simidim, güneşli, parlak bir havada, Beşiktaş Vapur İskelesi'nin yan tarafındaki banklarda denizden gelen hafif rüzgarı koklamayı, gözlerimi kapayıp İstanbul'un müziğini dinlemeyi hayal ediyorum.
Hayal gücü! Tüm soğuklarda insanın içini ısıtacak yegane dost. Beni yalnız bırakma.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder