2 Nisan 2012 Pazartesi

Bazen söyleyecek öyle sözüm oluyor ki hangi birini söylesem, nereden başlasam bilemiyorum. Bir coşku doluyor söyledikçe söylüyorum. Kimi zaman da, böyle bir zaman bu kimi zaman, içimden çok şey söylemek geliyor da hiç birini söylemiyorum. Alacağım cevapları önceden bilmek iştahımı kaçırıyor. Bazen iletişimin bu sıkıntısı öldürüyor beni. Bir gerçek; karşındaki sen ona anlattığın kadar seni anlayabilir. He anlar mı o ayrı mesele, ama senin seçtiğin kelimeler, sesler, vurgulardır onun bu çerçevesini belirleyen. Oysa içinden geçenleri kelimelerle anlatmak mümkün mü? İçindeki o binlerce ayrı sesi yazman ya da söylemen mümkün mü? Ya da birinin seni anlaması, ama gerçekten anlaması.
Ben biraz kötümserim bu konuda, bence mümkün değil. Ergen tribi gibi de gelebilir kulağa bu ama ben çok daha farklı bir açıdan bakarak bunun mümkün olacağını düşünmüyorum. Hal böyleyken de konuşmak istemiyorum. Ne konuşmak ne de duymak istiyorum karşımdakini. Çünkü ne söyleyeceğini biliyorum. Tek söyleyebildiğim şu: keşke ben de "bıdı bıdı bıdı " deyip sonra hoppala arkamı dönüp gidebilsem. Pek şukela olurdu şu an.

1 yorum:

  1. " Oysa içinden geçenleri kelimelerle anlatmak mümkün mü?" bunu defalarca sordum kendime. içinden geçenleri kelimelerle muhteşem bir şekilde anlatabilenler var ve biz onların yazdıklarını ayıla bayıla okuyoruz. peki yazmak, kendini kelimelerle ifade edebilmek bir yetenek mi yoksa eğitimle kazanılabilecek bir merhale mi? benim asıl sorum bu.

    YanıtlaSil